
Yarasaların İnsanlara ve Tarıma Olumlu Etkileri ( Yarasaların Akılalmaz Özellikleri)
Merhaba arkadaşlar bugün sizlere belki de aklınıza zor gelecek bir konu hakkında bilgilendirme yapacağım. Bu konu Yarasalar:
Yarasalar denilince aklımıza kötü şans ve metafiziksel olayların gelmesi, karanlık düşüncelere kapılmamız ve bu ön yargı yüzünden onlara ne kadar büyük haksızlık yaptığımızın farkındalığını körüklemek te. Neden yarasalar yararlıdır diyebiliriz ?
Yarasalar bir saat içerisinde binlerce haşereyi tüketebilirler. Sivrisinekler, güveler v.b ayrıca sivrisinek popülasyonunu dengede tutarak bulaşıcı hastalık risklerini azaltır. Ayrıca şeftali gibi bazı meyvelerin tozlaşmasını sağlayıp verime önemli ölçüde destek sağlar. Bazı türlerinin tükürüklerinden kan pırtılaşmasını önleyici serumlar yapılarak felçli hastalara yarar sağlanmaktadır. Ayrıca dışkılarında organik madde ve humik fulvik asit oranı yüksek olduğundan, gübre olarak kullanılmaktadır. Ama hala kullanılabilmesi için bir çok işlem gördüğünden pek tercih edilmemekte ve hala üzerinde çalışmalar sürdürülmektedir. Yarasalar arılar gibi çevre kirliliğine ilk tepki veren canlılardır. Bu yüzden onlara zarar vermek hiçte zor değil. Tabi yarasaların milyonlarcası yakılması ve zehirlenerek katledilmesini hesaba katmıyorum bile.
Doğru bilinen bir kaç yanlışıda dile getireyim. Sanıldığı gibi tüm yarasalar kan emici değildir. Binlerce yarasa türünden sadece üçü kan ile beslenirler ve bu üçünden sadece bir tanesi memelilerin kanını emer. (çiftlik hayvanları, genelde inekler) Ayrıca bu üç türde Güney Amerika küçük bir bölgede görülür. Bunun yanında sadece meyve ile beslenen vejetaryen yarasalarda vardır. Bunlarda ülkemizde mersin ve hatay illerinde görülmektedir. Ayrıca sanıldığı aksine hastalık yaymazlar. Hasta olanları güçten düştüğünden insanlarla karşılaşma ihtimalleri yükselir ve biz bu kanıya varırız. Uçarlarken önemli ölçüde az enerji tüketimi yaptıklarından bir çok araç tasarımı bu canlılardan sağlamışızdır.
Ayrıca yarasalarla ilgili az bilinen bir bilgide paylaşmak isterim. Daha düne kadar yarasaların sadece sonar sistemler, yani ses dalgalarıyla yön bulma ve avını tespit ettiği biliniyordu. Bugün buna yeni bir özellik daha eklendi. "Merkel hücreleri" Yarasanın derisinin üstünde tüylü tepecikler oluşturan bu hücreler algılayıcı görevi görmekte. Yarasanın sahip olduğu bu özellikle hava akımlarının yarattığı değişimleri oldukça hassas biçimde algılayabilmektedir. Bu iddayı ilk ortaya koyan kişi Amerikanın Ohio Üniversitesi'nde nörobiyoloğ olarak görev yapan John Zook olmuştur.
Bu haftayı böyle ilginç bir konu ile sonlandırmak güzel oldu. Arada böyle kuytu köşelerde kalmış ve genel kültür tadında bilgilerle görüşmek üzere.
Okunma Sayısı: 1795
Yorum yapabilmek için üye olmalısınız Üye olun zaten üye iseniz giriş yapın