
Tohum, Tohumluk ve Ülkemizdeki Yeri
İYİ HAFTALAR SEVGİLİ OKURLARIM;
Bir hafta ara verdikten sonra yeniden sizlerle birlikteyim. Geçtiğimiz hafta iş münasebetiyle ATA TOHUMCULUĞUN misafiriydim. Ata Tohumculuğun mevcut tohum ürünleri ile ürün gamlarına ekledikleri yeni ürünler hakkında bilgilendirme toplantısı yapıldı. Toplantıdaki izlenimlerimi izninizle bu haftaki yazımda değinmek istiyorum.
Öncelikle yazıma geçtiğimiz haftada ardı ardına gelen şehit haberlerinden dolayı üzgün olduğumu belirterek şehit vatan evlatlarıma Allah'tan rahmet ailelerine de başsağlığı dileyerek başlamak istiyorum. Böyle vatan evlatları var oldukça ülkemizin sırtı yere gelmez, vatanımızı da bölmeye kimsenin gücü yetmez EVELALLAH...
Evet değerli okurlarım, yazımın başında da belirttiğim gibi geçtiğimiz hafta Türkiye'nin önde gelen Tarla ve Yem bitkisi tohumu denince akla gelen firmalarından olan ATA TOHUMUN toplantısındaydım. Toplantıda ürünler ve ürünü kullanan üreticiler hakkında bilgi alışverişleri oldu ve toplantı son derece verimli geçti.
TOHUM nedir önce ondan kısaca bahsetmek istiyorum. TOHUM, bitki familyasının yaşamsal faaliyetlerini devam ettirmesini sağlayan temel bir materyaldir. Tohum olmazsa ürün, ürün olmazsa yaşam olmaz. Son 5 yıla kadar tohum üretimi yabancı sermayenin elindeydi. Ancak artık tohum üretiminde bizde varız diyen yerli sermayelerde yerini aldı. Bu durum ülkemiz adına oldukça gurur verici bir olaydır. Tabi gerçekçi olmak gerekirse hala önümüzde yol almamız için uzunca bir süre var. SABREDEREK ÇALIŞARAK bu süreyi de en iyi şekilde atlatacağımızı düşünüyorum.
Biliyorsunuz ülkemizde en fazla tüketilen tohumların başında TAHIL ve YEM BİTKİLERİ tohumları gelmektedir. TAHIL tohumu ülkemizde yetiştirilmesi en kolay ürünlerin başındadır. Ancak mevcut ekonomik şartlar, birim alandan daha fazla ürün elde etme düşüncesi tohumun erkenciliği hastalıklara karşı direnci gibi faktörleri tohuma uygulayarak çeşit ıslahı yapılmaktadır. ISLAH maalesef ülkemizde pek bilinmeyen bir kavram. Çeşit ıslahı bir bitkide var olmasını istemediğimiz yada istediğimiz özellikleri bitkinin tohumuna yerleştirilmesidir. Eskiden bir bitkiden 200-250 kg/ da ürün alınırken artık bu rakamlar 750-1000 kg/da lara kadar gelmiş durumdadır.
Tabi bunun için ilk önce ön yargılarımızdan kurtulmamız gerekmektedir. Çok iyi hatırlıyorum, 15-16 yaşlarındayken memleketim olan KÜTAHYA EMET ilçesinde yaşlı bir amca bana şunu demişti. '' oğlum bundan seneler önce bizim bu EMET'TEN tren geçeceği konusunda bazı duyumlar yayılmaya başlamıştı. Herkes merak içinde bu konuyu konuşmaya başlamıştı. Ancak ahalide şöyle bir kanı oluştu. Şimdi buradan tren geçerse genç kızlarımız trene binip binip kaçmaya başlarlar, huzurumuz kalmaz. Sonradan sonraya ahali artık tren garı fikrine sıcak bakmaya başladı ve böylelikle tren garı fikri ahali istemediği için rafa kalktı.'' İşte bu zihniyet sebebiyle yıllardır güzel ilçem bir türlü gelişemedi. Ne kadar komik değil mi? ÖN YARGI insanları işte bu kadar kör edebiliyor ve geleceği görmesine engel oluyor. Şimdi diyeceksiniz nerden çıktı bu konu diye.
O zaman ön yargı ile hareket eden zihniyet şimdi ben bilmem tohum tohumdur diyen zihniyet aynı zihniyettir. Yeniliklere açık olmak, gerek şahıs gerekse toplum refahında önemli yer tutar. Yıllardır ülkemizde beyaz buğday olarak TOSUNBEY, BAYRAKTAR, KIRAÇ-66, kırmızı buğday olarak da BEZOSTAYA yetiştirilmekteydi. Ne dersek diyelim ne yaparsak yapalım bu kafa hiç düzelmezdi. Ancak son yıllarda yeni çeşitler yerini almaya başladı. Bu durumda tabi ki tarımsal revizyonlar da etkili oldu. Desteklemelere eklenen sertifikalı tohum desteği piyasayı kıpırdattı.
Toplantıda öne çıkan tohum çeşitleri;
QUALİTY , FORBLANC, ADAGİO
Son olarak sizlere veda etmeden çok önemli gördüğüm bir konu hakkında bir iki satır yazmak istiyorum. Ülke olarak çok duygusalız ve bu duygusallık bizi yanlış yapmaya itiyor. Yıllardır savaş meydanında kazandıklarımızı masa başında kaybediyoruz. ARTIK savaş meydanları yok, savaş artık yaşadığımız 24 saatin içinde. İşte benim tüm korkum da burada başlıyor. İki türlü zeka var biri duygusal zeka diğer mantıksal zeka. Biz ülke olarak duygusal zekamız ile hayatımızı devam ettirdik ama artık duygusal zekamızı bir yere bırakıp mantığımızı ön plana çıkarmalıyız. Bu konu hakkında perşembe günü bazı bilgiler paylaşacağım.
SAYGILARIMLA...
Yorum yapabilmek için üye olmalısınız Üye olun zaten üye iseniz giriş yapın