
Türkiye de Biyolojik Mücadele ve Teşvikleri
TÜRKİYEDE BİYOLOJİK MÜCADELE VE TEŞVİKLERİ
Türkiye de biyolojik mücadelenin başlangıcı ilk olarak Osmanlı dönemine dayanmaktadır. İlk 1910 yılında narenciye bahçelerinde ve bazı meyvelerde zararlı olan torbalı koşnil (Iceria purchasi) ile mücadele için o zamanlarda Osmanlı imparatorluğuna bağlı olan Sakız Adasından temin edilen Rodolia cardinalis adında predatör gelin böceği getirilerek turunçgil bahçelerine salınmıştır. Zararlılara karşı başarılı sonuçlar alınmıştır. Bunları takiben 1920 ve 1922 yıllarında chilocorus ve bipustulatus predatör iki böcek daha kullanılmıştır. Bunlar İstanbul da bulunan Halkalı Ziraat Mektebinde üretilip zararlı bulunan bahçelere salınmıştır.
Bu sonuçlar gösteriyor ki o dönemlerdeki biyolojik mücadelenin önemini anlayan ve başarılı sonuçlar almaları nedeniyle faydalı böceklerin üretimine de geçilmiştir.
Cumhuriyetin kurulmasından sonrada biyolojik mücadele hız kesmeden devam edilmiştir. Cumhuriyet döneminin ilk çalışması 1931 yılında ege bölgesinde incirler de zararlı olan incir kurduna karşı Bracon hebetor isminde parazitoid ithal edilerek incir bahçelerine salınmış ve günümüze kadar ekosistem de yerini alması sağlanmıştır.
Tabiki bunlarla yeterli kalınmamış çukurova da birçok salınım yapılmıştır.
Biyolojik mücadelenin önemi anlaşılmasıyla birlikte 1965 yılında Antalya da Biyolojik Mücadele Araştırma İstasyonu kurulmuştur. İlk çalışmaları turunçgil alanlarındaki unlubit için mücadele için çalışılmıştır.
Yorum yapabilmek için üye olmalısınız Üye olun zaten üye iseniz giriş yapın